Vezir Spor;
Altunizade'de 50 yıllık bir çınar...
Dile kolay, yarım asır...
1969 yılında, Vezir Spor'un ebedî babası Sedat Veziroğlu'nun önderliğinde, Dr. Halûk Dayıoğlu ve rahmetli, ancak her zaman aramızda olan Tacettin Yavaş tarafından kurulmuş bir semt takımı...
Bir de ebedî anası var Vezir Spor'un; rahmetli Saba Veziroğlu...
Futbol var, dostluk ve kardeşlik var, kültür var, paylaşmak var...
Bir gönül mâbedi...
Orada olsanız bile hasretini çekersiniz, eğer yaşadıysanız o günleri...
Rahmetli babam Kenan Öziç derdi ki;
" Evlât; günler uzundur, lâkin yıllar kısa, öyle der zaman...
Eğer zaman söyleyecekse; sen sus!..
Hem senden çok daha iyi söyler hem sen olmasan da seninle de söyler ve mutlaka bir yerlerden duyarsın!.. "
"O" günleri "Bu" günlere taşıyan, Vezir Spor'un genel kaptanı, kadim dostum, sevgili kardeşim Selim Veziroğlu; emeklerine sağlık...
Her âlemdeki sevgili Vezir Spor'lular;
İçinden geçtiğimiz zamanla, içimizden geçen zamanın buluştuğu bir yerde bir düdük çalıyor, hepimiz duyuyoruz, değil mi?..
Maç başlıyor!..
Aslında hiç bitmedi...
Ellinci yılın kutlu olsun, koca çınar...
Selâm, Sevgi ve Saygılarımla,
7 numara; Ali Öziç
VEZİRSPOR
Vezirspor’umuzun 46. yaş günü kutlu olsun. Varlığı, aynı bugün de olduğu gibi, gelecek nesillere örnek ve bir ‘Ekol’ kapısı olarak, 1969 yılındaki doğumu ruhuyla sürsün.
Evet, Vezirspor bir ‘Ekol’dür. Sadece bir futbol takımının skor amaçlı antrenman ve maç ruhunu değil, bir görgünün kültürel ahlakını ve o ahlakla futbolun sportif sanat ruhunu da öğretir, öğrettirir ve bütünleştirir. Futbolcu olmak şarttır ancak, kişilik yapıları, niyetleri ve amaçlarıyla bu ahlaka uymayanlar Vezirspor formasını giyemezler ve ‘Ekol’ünde de yer alıp bütünleşemezler. Tuvalette, banyoda, trafikte, sofrada nasılsanız, sahada da öylesiniz...
Söz ne olursa olsun, düşünceyi davranış niteler.
Futbol için bilgi, yetenek, tecrübe ve formda bir beden gerekir. Kaliteli, üstün, sanatsal bir futbol için daha çok bilgi, daha çok yetenek, daha çok tecrübe daha yüksek bir form ama en çok da akıl dolu bir zekânın sahada sanatsal dans edebileceği, görgü, kültür ve ahlak ve öyle de olmak gerekir. Bu bütün spor dallarında ve tüm sporcular için geçerlidir. Vezirspor futbolcunun önce ahlaklısını seçer ve de yetiştirir. Bu da çok önemli ve çok değerlidir. Aynı, ulu önder Mustafa Kemal Atatürk’ümüzün dediği gibi: Ben sporcunun çevik ve aynı zamanda ahlaklısını severim...
Sanırım hepimiz, küçük takımın büyük oyuncusu, büyük takımın küçük oyuncusu, tek başına takım, kaptan, antrenör, yönetici, başkan sıfatlarının birini veya birkaçını profesyonel ya da amatör yaşamış ve artık nihayet belli bir tecrübenin bilgisine çoktan sahibiz. Böylelikle, Vezirspor ‘Ekol’ünden 1969 yılından beri aldığımız bu coşkulu aidiyet duygusunu ve ruhunu yine Vezirspor ‘Ekol’üyle sanatsal, kültürel, sportif amaçlı futbol olarak sonraki nesillere de taşıyarak, onları, hangi müzik çalarsa çalsın hep aynı dansı yapmaktan kurtarabilir, küçüklere saygılı sevgiyle, büyüklere de sevgili saygıyla davranmayı aşılayabiliriz. Hem sahada hem de hayatta...
Siz bakmayın benim yeşil bir zeminde top koşturduğuma, hâlâ toprak soluyorum, toz yutuyorum ve kramponlarım hâlâ kireçli... Aynı ilk yıllardaki, ilk maçlardaki gibi... Sahaya hep Metin Dayı, Tacettin, Arap Nevzat, Arnavut Turgay gibi Hakk’ın rahmetine kavuşanlarla, bugün Amerika’da olan Halûk yanımda ve Sedat Amca başımızda olarak, hep o zamanki takım arkadaşlarımla çıkıyorum... Ben çok daha kalabalık bir takımda oynuyorum... Bilirsiniz, görülmeyenler her zaman için görülenlerden çok daha fazladır. Ekol’ümüz rahmetlilerinin bizleri gördüklerinden eminim.
Allah hepsine bir daha, bir daha rahmet eylesin.
Evet, belki uzunca bir yazı oldu ama 1969 yılından beri, eğer yazarsam, gözlerinizden bazen ağlatarak, bazen güldürerek yaş getirtecek, kalemimi çok defa boşaltacak mürekkeplik anı birikimim var.
Bilvesile, Vezirspor Ekolü’nün kurucuları Sn. Sedat Veziroğlu ve Halûk Dayıoğlu’na ve bu Ekol’ün her daim anası rahmetli Saba Veziroğlu’na, günümüze kadar sürmesi ve yarına umutla bakmasına yaşam biçimi olarak kendini adamış genel kaptan Selim Veziroğlu’na, o zamanlardan beri Ali Bey, Hacer Hanım ve evlâtlarına, güler yüzlü Vezirspor personeline, ve geçmişte kireç dökmek dâhil, dünü ve bugünüyle Ekol’de emeği geçen herkese, bütün herkese minnetle teşekkür ediyorum.
VEZİRSPOR’UMUZUN DOĞUM GÜNÜ KUTLU OLSUN...
Peki, sevgili Ali Öziç, eğri otur, doğru konuş! ... Düşün bakalım; sen geçmişte neleri eksik yaptın ya da hiç yapmadın, hangi doğru bildiğin yanlışlarda inatçı oldun ve de yanlış yaptın, yaptın da doğru sandın veya bildiğin halde doğruyu yapmadın ki bugün senin içinde yaşattığın TÜRKİYE ve içinde yaşadığın TÜRKİYE arasında böylesine üzücü bir fark var? ...
Ne kadar üzüldüğün belli, acaba üzülmek yerine başka bir şeyler yapabilir misin? ... Sanırım bu sorulara hepinizin, pek kimselere söyleyemeseniz bile bir cevabı var.
Benim de öyle, hem çok öyle...
Ali Öziç